Günümüzde birçok çalışan, uzun yıllar boyunca sigortasız şekilde emek vermekte; ancak bu süreler sosyal güvenlik sisteminde görünmediği için emeklilik ve diğer sosyal haklardan yoksun kalabilmektedir. İşte bu gibi durumlarda devreye hizmet tespiti davası girer. Peki bu dava tam olarak neyi kapsar, kimler tarafından açılabilir ve dava süreci nasıl işler?
Hizmet Tespiti Davasının Tanımı
Hizmet tespiti davası, bir kişinin belirli bir zaman aralığında bir işverenin yanında sigortasız çalıştığını öne sürerek bu dönemin tespit edilmesini talep ettiği bir iş hukuku davasıdır. Mahkemeden alınan karar ile beraber, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları geriye dönük olarak değerlendirilebilir. Bu sayede, işçinin çalıştığı fakat kayıt dışı bırakıldığı süreler resmi hale gelir.
Dava Açma Hakkı Kimlere Aittir?
Bu dava yalnızca hizmet akdi ile çalışan işçiler tarafından açılabilir. Bununla beraber, vefat etmiş bir işçinin kanuni mirasçıları da onun adına dava açabilir. Önemli bir koşul da şudur: Davaya konu edilen çalışma dönemi, SGK sisteminde hiçbir şekilde kayıtlı olmamalıdır.
Hangi Koşullar Altında Açılabilir?
- Gerçek Çalışma: Davacının, dava konusu yaptığı tarihlerde fiilen çalıştığını kanıtlaması gerekir.
- Hizmet İlişkisi: Taraflar arasında bir hizmet sözleşmesinin varlığı şarttır.
- Bildirilmemiş Dönem: SGK’ya hiç bildirilmeyen süreler için hizmet tespiti davası açılabilir.
- 5 Yıllık Süre Sınırı: İş ilişkisinin sona erdiği tarihten itibaren beş yıl içinde dava açılması zorunludur. Aksi takdirde dava hakkı düşer.
Nasıl İspatlanır? Hangi Deliller Kullanılır?
Bu tür davalarda ispat yükü, davacı işçidedir. İşçi, çalışma süresini aşağıdaki yollarla belgeleyebilir:
- Tanık anlatımları (özellikle aynı işyerinde çalışmış olanların beyanları daha etkilidir),
- Banka hesap dökümleri, maaş bordroları,
- Görsel deliller: işyerinde çekilmiş fotoğraflar, kamera kayıtları,
- Yazılı iletişimler: e-postalar, WhatsApp yazışmaları,
- İşyeri belgeleri: puantaj kayıtları, giriş-çıkış listeleri.
Davalı Kimdir? Mahkeme Süreci Nasıl İşler?
Genellikle davalı taraf işveren olur. Ancak işverenin kimliği tespit edilemiyorsa veya ortadan kaybolmuşsa, dava SGK’ya karşı da açılabilir. SGK çoğunlukla “ihtiyari müdahil” olarak sürece dahil olur. Mahkeme tanıkları dinler, delilleri değerlendirir, gerekirse bilirkişi ataması yapar. Tüm bu süreç sonunda çalışmanın ispatlandığına kanaat getirilirse, mahkeme kararını SGK’ya bildirir.
Davanın Sonuçları Neler Olur?
Fiilen çalıştığı hükmedilirse, SGK bu karara göre:
- Prim gün sayısını günceller,
- Emeklilik hesabına bu süreleri ekler,
- İşçinin diğer sosyal haklara erişimini sağlar.
Bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu nedenle dava sonucu, işçi açısından sadece geçmişin tespiti değil, aynı zamanda geleceğin sosyal güvencesidir.
Yargıtay Kararlarıyla Uygulama
İşyeri kayıtlarının sunulmaması ve tanık beyanlarının netliği birlikte değerlendirildiğinde, davacının fiili çalışması sabittir.kayıtlarının sunulmaması ve tanık beyanlarının netliği birlikte değerlendirildiğinde, davacının fiili çalışması sabittir.”
Sonuç: Sigortasız Çalışma Yıllarını Geri Kazanmanın Yolu
Sigortasız çalışmak, sadece bugünü değil, geleceği de tehdit eden bir sorundur. Hizmet tespiti davaları aracılığıyla, işçiler bu haksız durumu hukuki bir çerçevede düzeltebilirler. Ancak bu tür davalar, süreye ve teknik detaylara sıkı sıkıya bağlı olduğu için deneyimli bir iş hukuku avukatıyla çalışmak, dava sürecinin başarıyla sonuçlanması açısından büyük önem taşır.